Cascais: rahatlama ve iyi yaşam
sokaklarında yürürken Lizbon , Keşif Çağı'nda cesur denizcileri dünyayı fetheden bütün bir ulusun melankolisini soluyor. Sadece güzel bir hikaye anlatmasını bilen şehirlerin yapabileceği gibi, gezginin ruhuna ulaşan bir şehirdir.
Lizbon ziyareti Bairro Alto, bakış açıları, Torre de Belém, Castillo de São Jorge veya Alfama mahallesinin eski tavernalarında duyulan hüzünlü fadolarla bitmez. Portekiz başkentinden arabayla yarım saatten biraz fazla bir süre sonra, kaçırmamanız gereken üç kasaba bulacaksınız: Estoril, Cascais ve Sintra.
Carcavelos Plajı
Eski sahil yolu N6 , göstermek için Lizbon'un batısındaki kısım altın kumdan oluşan vahşi sahilleri ayıran küçük kayalıklarla yönetilen bir manzara. Bunlardan biri de carcavelo'lar Yılın neredeyse her günü sörfçülerin ve uçurtma sörfçülerinin heyecan verici binicilik ve dalgalar üzerinde uçma sanatını uyguladığı yer.
Batı yolculuğuna devam et Portekiz'in bu güzel bölgesini sağlıklı ve ekolojik bir şekilde seyahat etmek için geniş sahil bisiklet yolundan yararlanan bisikletçiler ile birlikte.
ESTORIL: KRALLAR, SPIES VE KASALAR
Yüzünüzde deniz meltemi ile Estoril'e böyle ulaşırsınız.
Küçük kasaba Estoril en sembolik binalarında somutlaşan bir gizem ve tarih özü yayıyor, hepsi geçen yüzyılın 30'larında açıldı.
Dünya Savaşı sırasında Hotel Palácio'nun lüks odalarında her iki taraftan casuslar bir araya geldi. Çatışmada Portekiz'in tarafsızlığından yararlandılar ve hatta bazılarının doğrudan otelden sahildeki gizli bir noktaya giden ve bir kaçakçı teknesinin onları oradan alıp götürdüğü gizli bir noktaya giden tünelleri kullandığına inanılıyor.
Dükler, kodamanlar ve krallar da orada kaldı. Don Juan de Borbón onlardan biriydi, ama aynı zamanda İtalya'nın Umberto II'si ve Romanya'nın II. Carlos'u da bir süreliğine Hotel Palácio'da ikametgahlarını kurdular.
Ah, bu otel konuşabilseydi...
Otele kısa bir mesafede Garrett'ın Fırını, 1934'teki açılışından bu yana üst sınıf için bir buluşma yeri. En ünlü eseri bolo do rei'dir. - İspanyol roscón de reyes'in bir akrabası - ve burada ünlü James Bond romanlarından bazı pasajlar yazan Ian Fleming'in de favorisi olduğunu söylüyorlar.
Son olarak, bir blackjack eli oynamadan veya rulette bahis oynamadan Estoril'den ayrılamazsınız. Avrupa'nın en büyük ve en geleneksel kumarhanesi. 1931'den beri Estoril Casino'da büyük servetler kaybedildi ve kazanıldı. her zaman Avrupa şık sınıfının hareket ettiği ayrıcalıklı ortamda.
CASCAIS: RAHATLAMA VE İYİ YAŞAM
Sessiz Cascais, geçmiş yılların çılgın balıkçılık faaliyetini özlüyor gibi görünüyor. Bugün yazın hayatla dolup taşan ve yılın geri kalanında dalgalarla sallanan uyuklayan bir tatil yeri.
Arnavut kaldırımlı yaya caddelerinin tarihi merkezinde dolaşırken, saraylar ve konaklar Portekiz üst sınıfını çeken turist patlamasını kanıtlamak 18. yüzyılda, Cascais kraliyet ailesi tarafından yazlık tatil yeri olarak seçildiğinde.
Ve yaz aylarında, Los Pescadores'in küçük kentsel plajından çok uzakta olmayan, Dondurma için sırasını bekleyenler uzun kuyruklar oluşturuyor. Santini dondurma salonu onları 'Olympus of Flavors'a aktarın. Bu küçük aile işletmesi, on yıllardır Portekiz'deki en iyi dondurmayı yapıyor.
Boca del Infierno Kayalıkları
Cascais'in merkezinden yürüyerek Cehennem Ağzı. Bu keskin ve düzensiz kayalık çıkıntılarda, deniz tüm hiddetiyle vurur, etkileyici bir görsel ve işitsel gösteri.
biraz daha batı Guincho plajı İster uzanın, ister sörf, rüzgar sörfü veya uçurtma sörfü yapın, güneşin altında bir gün geçirmek için mükemmel bir yerdir. hakkında yeşil çalılarla dolu, değişen kum tepelerinden oluşan güzel bir doğa koruma alanı.
SINTRA: BİR MASALDAN BİR YER
Guincho sahilinden ayrıldıktan sonra, kuzeye gitmek için kuzeye gitmelisiniz. Sintra-Cascais Tabiat Parkı. İçinde rotadaki bir sonraki durağı bulacaksınız: Kaya Burnu.
Kaya Burnu (Portekizce Cabo da Roca) İber Yarımadası'nın en batı noktası. 140 metre aşağıda dalgalı görünen denizden yeşille kaplı bir uçurum çıkıyor. Atlantik'in bu bölümünü geçen gemileri cesaretlendiren ve yönlendiren deniz feneri.
Pelerinin doğal manzarası, onu Sintra'ya bağlayan yolun her iki tarafında bulacağınız manzara kadar güzel. Ormanlar, yumuşak dağlar ve temiz hava, rüya gibi bir yere yaklaşmak için.
Pena Ulusal Sarayı, Sintra'da
Sintra, dünyada hiçbir şeyi değiştirmeden fantastik bir film seti olarak hizmet edebilecek birkaç yerden biridir. Bunun için büyük ölçüde suçlu Ulusal Pena Sarayı, kayalar ve yoğun bir koru arasında ortaya çıkan Sintra'nın en yüksek noktasında.
Palacio da Pena, 1995 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı ilan edildi, Renkli cephelere sahip bir grup binadan oluşur. bir inşaat modelinin tahmin edilemediği. Eserin mimarları tarafından kullanılan tarzların anarşik karışımı böyledir. bu anıt, Portekiz romantik tarzının maksimum ifadesi, 19. yüzyılda Portekiz kraliyet ailesinin ikametgahıydı.
Daha alçak bir yükseklikte ve çok daha sade bir tarzla, Castillo de los Moros antik kalesi (Castelo dos Mouros), Moors ve Hıristiyanlar arasındaki geçmiş savaşları hatırlıyor. İlk savunma yapıları tarafından inşa edildi. 8. ve 9. yüzyıllar arasındaki Arap fatihler, Don Afonso Henriques'in yeniden fethinden sonra Hıristiyan kuvvetleri tarafından genişletilip güçlendirildi.
Zaten kasabada, göründükleri dar sokaklara pastaneler, romantik restoranlar ve küçük oteller, böylece 16. yüzyıldan kalma Sintra Ulusal Sarayı'na eşlik ediyor.
Böyle bir güzelliğin tarihin gördüğü en cesur denizcilere ilham vermesi normaldir.
Castillo de los Moros antik kalesi